Çocukluğumuzdan beri bir şeylerin altında olmaya yönlendiriliriz. Dinleri alimlerden, doğruları büyüklerden öğrenerek “bak bunu öğrenirsen burada çalışırsın” hedefinin ötesine geçemeyen, bir üst akılın sınırlarında yetişiriz.
Okullar fabrikalara insan yetiştiren çiftlikler gibi.
Aslınla olması gereken, öğrenmeyi öğretmek, kendine has yorumlamayı, kendi gerçeğini bulmayı öğretmek.
Hayır diyebiliyor muyuz? Hayır, ben öyle düşünmüyorum! Fikrine saygı duyuyorum ama benim gerçeğim böyle değil…
İşte o zaman özgürüz.
Bir arkadaşım şöyle tanımlamıştı. “Sana kimse istemediğin bir şeyi yaptıramıyorsa özgürsündür” bu kadar.