kedi
⭐️⭐️
- Katılım
- 7 Nis 2022
- Mesajlar
- 105
Bir gün padişah 3. Selim, Sümbülzade Vehbi Efendi’yi yanına çağırır ve: “bana öyle bir şiir yaz ki bir mısrasını okuyunca içimden seni öldürmek, bir sonrakini okuyunca ise ödüllendirmek gelsin. Başaramazsan idam edileceksin.” der. Bunun üzerine Sümbülzade Vehbi Efendi 'Mükafat' isimli şiirini kaleme alır.
(Şiirin bir kısmını günümüz Türkçesi ile aşağıya ekliyorum )
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne genç paşam
***
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş testide kanımdır sana akan
***
Salınarak giderken ben ardından sokam,
Eteğini beline, çamur olmasın aman
***
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Çizmeni ayağına, aksın yol ayağından
***
Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanının bağrına, hançerimi kınından...
***
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman..
Böylece divan edebiyatının en güzel ve en eğlenceli “rücû” örneği ortaya çıkar. :d
(Şiirin bir kısmını günümüz Türkçesi ile aşağıya ekliyorum )
Eğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?
Lale ile sümbülü kakülüne genç paşam
***
Diz çökerek önüne ılık ılık akıtam,
Bir gümüş testide kanımdır sana akan
***
Salınarak giderken ben ardından sokam,
Eteğini beline, çamur olmasın aman
***
Kulaklarından tutam, dibine kadar sokam,
Çizmeni ayağına, aksın yol ayağından
***
Öyle bir sokayım ki, kalmasın dışarda hiç,
Düşmanının bağrına, hançerimi kınından...
***
Eğer arzu edersen ben ağzına vereyim,
Yeter ki sen kulundan lokum iste her zaman..
Böylece divan edebiyatının en güzel ve en eğlenceli “rücû” örneği ortaya çıkar. :d